5SZGi. Bulmaca sözlüğü, bulmacada, çengel bulmacada, kare bulmacada, bulmaca soruları, bilmece soruları, posta gazetesi bulmacaları, posta gazetesi bulmaca çöz, habertürk bulmaca, kelime bulmaca, sözcük avı, zeka bulmacalarında sorulan Taş devrinin son çağı ile ilgili bulmaca sorusunun cevabı aşağıdadır. Bulmacada Taş devrinin son çağı ile ilgili nedir? Çengel veya kare bulmacalarında sorulan Taş devrinin son çağı ile ilgili bulmaca anlamı nedir sorusunun cevabı NEOLİTİK Taş devrinin son çağı ile ilgili Bulmaca Kelimeleri Bulmacada Taş devrinin son çağı ile ilgili nedir? Bulmaca Sözlüğü Taş devrinin son çağı ile ilgili Taş devrinin son çağı ile ilgili anlamı nedir? Bulmaca soruları Taş devrinin son çağı ile ilgili Taş devrinin son çağı ile ilgili bulmaca anlamı nedir? NEOLİTİK Kare bulmacada Taş devrinin son çağı ile ilgili cevabı Taş devrinin son çağı ile ilgili ve daha fazla bulmaca cevabi için linke tıklayınız
Sözlükte NEOLİTİK NedirNeolitik Çağ Nedir İnsanlık tarihinde, besin üretimi yanında ilk yerleşik toplumların kurulması ile başlayan dönem Neolitik Çağ adıyla anılmaktadır. Çağın başlangıcında besin üreticiliğinin bilinmesine karşın pişmiş toprak kapların daha yapılmadığı, bunların yerine sepet, tahta ya da taştan kapların kullanıldığı ilk evre, Akeramik seramiksiz Neolitik olarak adlandırılır. Anadolu’da ancak birkaç yerde saptanan bu evre, belirli bir düzene göre inşa edilen yapıları, taş ya da kemik alet ve silahları, süs eşyaları ile ilk yerleşik köy örneklerini Çağın Özellikleri 1. Diğer adıyla Cilalı taş-yeni taş Çağı olarak MÖ 8000–5500 yılları arasını kapsayan İnsanların ilk üretim İnsanlar tarım yaptıkları yerlere yerleşmeye Bu dönemde hayvanlar evcilleştirilmeye Ticaret Zanaatçılık denilen yeni bir iş kolu Dokumacılığın başlangıcıdır neolitik Çağda Günlük Faaliyetler Başlıca bu dönemin iş kolları Toplayıcılık,tarım,zanaatçılık,dokumacılık,avcılık,hayvancılık ve Devrim Son buzul çağının bitişiyle iklimde meydana gelen değişim daha ılıman ortamda yaşayan bitki ve hayvan türlerinin çoğalmasına olanak vermiş, günümüzdekine benzer doğal bir ortam oluşmuştur. Arpa, buğday gibi bitkilerle koyun, keçi ve domuz gibi hayvanların yabani ataları bu ılıman ortamın flora ve faunasının arasına olumlu değişimin sonucunda insanlık tarihinin ilk büyük devrimi olarak kabul edilen NEOLİTİK DEVRİM yaşanmıştır. Neolitik devrim insan topluluklarının binlerce yıl boyunca geçimini sağladığı avcılık ve toplayıcılık yerine üretime başlaması yani tarım ve hayvancılığı öğrenmesidir. Neolitik devrim elbette ki dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan değişik insan guruplarınca aynı anda yaşanabilmiş edilen arkeolojik verilere göre, bu devrim ilk kez Ortadoğu’da ve 9000-7000 yılları arasında uzun bir süreç sonunda gerçekleşmiştir. Bu dönemde Anadolu’nun güney kesimlerinin uygun şartlara sahip olması ve sözü edilen bitki ve hayvan türlerinin doğal yaşama alanı olması nedeniyle Neolitik Çağın ilk kez burada başladığı düşünülmekte ve bu düşünce de arkeolojik verilerle sürekli olarak desteklenmektedir. İnsan topluluklarının bu dönemde üretime geçmesi bir dizi gelişmeyi de beraberinde getirmiştir. Artık beslenmek için av hayvanlarının peşinde göçetmeye veya tükenen bitkilerin yerine yenilerini aramaya gerek kalmamış, aksine ekilen tohumların yetişmesini, üreyen hayvanların büyümesini uzun süre bir yerde bekleme gereği doğmuştur. Bunun sonucu olarak da insanlar göçebe hayat tarzından yerleşik düzene geçmeye başlamışlar, ilk köy toplumları da böylece yavaş yavaş ortaya çıkmıştır. Güneşte kuruyan çamurun sertleşmesinin öğrenilmesiyle ilk evler, daha sonra da kilin pişirilmesiyle çanak çömlek yapımı gelişmiştir. Neolitik Çağın ilk evresinde insanoğlu ilk yerleşimleri kurmuş olmasına rağmen henüz topraktan çanak çömlek yapma aşamasına gelememiştir. Bu ihtiyacını ahşap ve taşları oyarak biçimlendirdiği kap kacaklarla sağlamışlardır. Bu nedenle bu döneme ASERAMİK NEOLİTİK DÖNEM adı dönemin başlıca merkezleri Çayönü, Nevala Çori, Aşıklıhöyük, Caferhöyük olarak sayılabilir. Neolitik Çağ Yerleşim Yerleri ÇAYÖNÜ yılları arasında yerleşmeye sahne olan Çayönü özellikle mimarisiyle dikkat çeker. Aseramik Neolitik döneme ait üç yapı katında ızgara ve hücre planlı iki değişik mimari yapılanmaya rastlanmıştır. Erken döneme ait olan ızgara planlı yapılarda evlerin tabanı taş ızgaralar üzerine oturtulmuş, dallarla örtülen ızgaralar daha sonra çamur ile sıvanmıştır. Bu şekilde yaratılan hava akımı sayesinde nemden korunma olanağı sağlanmıştır. Daha geç dönem tabakalarında rastlanan hücre planlı yapılar ise birbirinden ayrı olarak bir meydan etrafına inşa edilmişlerdir. İçinde dikili taşların bulunduğu böyle bir meydana ilk kez Çayönü’nde rastlanmıştır. Meydanı çevreleyen binalardan ilk sıradakiler diğerlerinden daha büyük ve özel olarak muhtemelen törensel amaçlarla inşa edilmiştir. Bu iki yapı türü arasında bir de ilginç olarak bir Ata Kültünün varlığını gösteren kesik kafataslarının bulunduğu yine dinsel amaçlı bir yapıya rastlanmıştır. Bu yapının avlusunda bulunan sunak niteliğindeki bir taş insan ve hayvanların kurban edildiğini düşündürmektedir. Çayönü’nde ilk olarak buğdayın tarıma alındığı ve köpeğin evcilleştirildiği bilinmektedir. Avcılık da üretimin yanında önemli bir şekilde yer almıştır. Aletlerini yapmakta obsidyen ve çakmaktaşının yanısıra kemikten de yararlanmışlardır. Ayrıca çevrelerinde buldukları bakırı da basit yöntemlerle işleyip kullanmışlardır. NEVALA ÇORİ Üç yapı katına rastlanan yerleşmede 8-10 odalı ve hücre planlı yapılara rastlanmıştır. Üzerinde kol kabartmalarının bulunduğu 3m yüksekliğindeki dikilitaşların ve bir insan yontusunun bulunduğu yuvarlak yapılı ve törensel işlevi olduğu düşünülen yapı dikkat çekicidir. AŞIKLI HÖYÜK 7. binin ilk yarısına ait yerleşmelerin bulunduğu höyük Aseramik Neolitik Dönemin ilginç yerleşmelerinden biridir. Henüz üretime geçilmediği halde yerleşik düzene planlı bir şekilde geçilmiştir. Bu durum buraya yerleşenlerin daha önce başka bir yerleşim kurduklarını göstermektedir. Ayrıca yapı malzemesi olarak çevrenin özgün malzemesi olan taş yerine yapay olarak elde edilen kerpiçin kullanılması da bu düşünceyi desteklemektedir. Aşıklıhöyük’de evler gruplar halinde tek, iki veya üç gözlü olarak inşa edilmiş olup aralarında sokaklara rastlanmıştır. Yakınlarında bulunan Melendiz Dağı kaynaklı Çiftlik yöresi obsidyenini işlemişler ve önemli ölçüde ticaretini yapmışlardır. Ticaretten elde ettikleri gelir ve çevrelerinde bulunan av hayvanlarının bolluğu nedeniyle üretimle uğraşmadıkları düşünülmektedir. NEOLİTİK DÖNEMLERİ Aseramik Neolitik dönemden sonra insanlar yavaş yavaş kilin özelliklerini keşfetmeye başladılar. Kilin şekillendirilip ateşte pişirilmesiyle seramikli dönem başlamış oldu. Bu dönem seramikleri monokrom olarak yapılmıştır. Acemice pişirme teknikleri yüzünden genellikle dışları siyah, içleri ise kırmızı Neolitik Erken ve Geç Neolitik olmak üzere iki evrede incelenmektedir ERKEN NEOLİTİK DÖNEM Bu dönem yerleşmeleri daha çok Anadolu’nun güney yörelerinde yoğunlaşmışlardır. Çatalhöyük binden fazla konut ve 6000’e ulaşan nüfusu ile Yakın Doğunun en büyük Neolitik yerleşmesi olarak kabul edilmektedir. Biri doğuda diğeri batıda olmak üzere iki höyükten oluştuğu için bu adı almıştır. Erken Neolitik tabakaları doğu höyüktedir. yıllarına tarihlenen Çatalhöyük Konya Ovasının en verimli yerine kurulmuştur. Hasan Dağı kaynaklı zengin obsidyen yataklarına da yakın olan Çatalhöyük bu avantajı hem obsidyen işlemede hem de obsidyen ticaretinde iyi kullanmıştır. Çatalhöyük evleri taş temeller üzerine kerpiçten, tek katlş ve düz damlı olarak inşaa birbirlerine bitişik olarak yapıldıkları için aralarında sokaklar bulunmuyordu. Fakat evler arasında yer yer büyük avlular bulunmaktaydı. Ulaşım düz damlar üzerinden sağlanmaktaydı. Evlerde kapı pencere gibi oluşumlar bulunmamaktadır. Evlere giriş dam üzerindeki bir açıklıktan sağlanmakta ve bu açıklık aynı zamanda baca görevini görmekteydi. Evlerin içlerinde ocak, fırın, küçük depolar ve oturma yatma gibi işlevleri olan sekiler bulunmaktaydı. Ölüler bu sekilerin altına bacaklar karına çekik hoker durumda ve sepetler içerisinde gömülmekteydi. 20-25 metrekare genişliğindeki dikdörtgen planlı bu evlerin yanısıra daha büyük ve daha özel yapıldıkları farkedilen binalar bulunmaktaydı. Sayıları 63’ü bulan bu yapıların duvarları beyaz kille sıvanmış daha sonra da av, tapınma ve daha birçok konudaki renkli fresklerle bezenmişlerdir. Tapınak olarak nitelenen bu yapılardan ele geçen pişmiş topraktan yapılmış kadın figürinleri bir Anatanrıça inancının varlığına işaret etmektedir. Yine bu yapılarda Anatanrıçanın doğa üzerindeki egemenliğini simgeleyen arslan, boğa, geyik gibi vahşi hayvan figürin ve kabartmalarına da rastlanmıştır. Avcılığın önemi sürmesine rağmen tarım ve hayvancılık oldukça ilerlemiştir. Buğday, arpa, mercimek, bezelye gibi ürünler tarıma alınmıştı. Önce büyük baş hayvanlar daha sonra da koyun ve keçi evcilleştirilmiştir. Seramikler elde biçimlendirilip tek renkli olarak, kalın çeperli, ağır ve basit şekillerde yapılmışlardır. Seramiklerin yanında dokumacılık ve sepetçiliğin varlığı mezar buluntularından anlaşılmaktadır. Bu dönemin diğer önemli merkezleri arasında KöşkhöyükNiğde, Erbaba Beyşehir, Kuruçayhöyük Burdur, YümüktepeMersin, Gözlükule Tarsus sayılabilir. GEÇ NEOLİTİK DÖNEM Bu dönem ekonomisinde avcılığın yeri oldukça azalmış, bunun yerine kuru tarım yaygınlaşmıştır. Çanak çömlek yapımı da iyice yaygınlaşmış, elde biçimlendirmenin devam etmesine rağmen daha ince çeperli, daha iyi pişirilmiş, kahve, gri, devetüyü renklerinde seramikler yapılmıştır. Oldukça az sayıda krem astar üzerine kımızı bezemeli kaplara da rastlanmıştır. İlk olarak insan başı ve hayvan biçimli kaplara da bu dönemde rastlanır. Yaşama biçiminin değişimiyle birlikte inanç sisteminde de değişiklikler ortaya çıkmıştır. Av ile ilgili sahneler unutulmuş yerine üreme, çoğalma kaygısı ile ilgili olarak Anatanrıça inancı yaygınlaşmıştır. Kadının doğurganlığı ön plana çıkmış, avcılıkla birlikte doğumdaki rolü henüz bilinmeyen erkek ikinci plana itilmiştir. Ortak kutsal alanlarda azalmış, ölüleri yerleşme dışına gömme geleneği başlamıştır. Çatalhöyük, Hacılar, Can Hasan, Kuruçay, Gözlükule, Yümüktepe, Fikirtepe bu dönemin önemli yerleşmelerindendir. Geç Neolitik dönemin sonlarında Konya Ovası ve Göller Yöresi yerleşmeleri nedeni bilinmeyen birtakım yıkıcı felaketten olumsuz olarak etkilenmişlerdir. Birçok yerleşme yeri büyük yangınlardan sonra terk edilmiş, batıya taşınan Çatalhöyük gibi kimileri de yer değiştirmiştir.
Taş devri ilk insandan başlayarak Tunç ve Demir çağlarına kadar süren dönemdir. Tarih öncesi dönem olarak adlandırılan taş devri, Dünya tarihinin en eski çağıdır. Taş devri dönemlerine ait bulgularda; çakmak taşı, boynuz, insan kemikleri bulunmuştur. Ayrıca bir dönem ileri gidildiğinde taşların yontularak bıçak, testere, balta, ok gibi araçların icat edildiği gözlemlenmiştir. Taş devri 3 ara dönemden oluşmaktadır. Eski Taş Devri Kabataş, Paleolitik Paleolitik Çağ, insanların yerkürede yaşamaya başlamalarından yaklaşık yıl öncesine dayanmaktadır. Buzul çağlarının yaşandığı bu dönem aynı zamanda dünya oluşumunun da en uzun çağı olarak bilinmektedir. Bu çağın başlangıcında insanlar ilk zamanlarda çıplak dolaşıp mağara ve ağaç kovuklarında yaşamışlardır. Avcılık ve balıkçılık ile besin ihtiyaçlarını karşılamışlardır. İnsanlar mağaralara resimler ve avladıkları hayvanların figürlerini çizmeye başlamışlardır. Bu çağa ait ilkel insan olarak bilinen “homo sapiens” adı verilen insan kalıntıları bulunmuştur. Anadolu ve Trakya bölgelerinde bilinen birkaç eski taş devrine ait kalıntılar bulunmuştur. Bu kalıntılar; Yarımburgaz İstanbul, Karain Antalya, Beldibi, Belbaşı, Anadolu’da Kaletepe ve Dursunlu bölgeleridir. Orta Taş Devri Yontma Taş Devri, Mezolik Bu dönem, taşların yontularak bir takım araç ve gereçlerin elde edildiği bir dönemdir. Geçiş süreci olarak da bilinmektedir. Keskin araçlar yapılmış, diğer insanlardan ve yabani hayvanlardan korunmak için kullanılmış ve bu aletler avcılık içinde kullanılmıştır. Bu dönemde insanlar ilk defa ölülerini gömmeye başlamışlardır. Buzulların erimeye başladığı bir dönemdir. Arkeolojik kazılarda elde edilen bulgulara göre ilk evcilleştirilen hayvan olma özelliğine sahip köpekler ilk olarak bu çağda evcilleştirilmiş ve insan yaşamına uyum sağlamaya başlamışlardır. Ateş bu dönemde bulunmuştur. Orta taş devrine ait kalıntılara baktığımızda; Antalya-Beldibi Mağarası, Göller Yöresi-Bardiz, Samsun-Tekke Köy bu arkeolojik bulgulara örnek olarak gösterilebilir. Yeni Taş Devri Cilalı Taş Devri, Neolitik Bu çağ insanoğlunun dünyayı tanıyarak doğaya hükmetmesinin başlangıç dönemidir. Değişen iklim şartlarıyla birlikte, canlı popülasyonunda oldukça büyük bir değişim ve artış meydana gelmiştir. Yeni taş devrini incelediğimizde kurak bölgelerde daha dayanıklı hayvan ve bitki türleri ortaya çıkmıştır. Ekosistemin baştan ayağa yeniden şekillendiği bir dönem niteliğindedir. Arpa, buğday, koyun, keçi, sığır gibi bir çok hayvan türü ortaya çıkmıştır. Sonrasında tarımın başlamasıyla birlikte insanlar yerleşik hayata geçmişlerdir. Avcılık hayatı terk edilip ilk yerleşim yerleri oluşturulmuştur. Hayvan sürüleri bakmayı tercih eden toplumlar ise göçebe hayata devam etmişlerdir. İnsanlar tüketici durumundan üretici durumuna geçmişlerdir. Koyun, keçi, sığır gibi hayvanlar evcilleştirilerek onlardan besin elde edilmeye başlanmıştır. Özel mülkiyet kavramı oluşturulmuş ve insanlar kendi bahçelerinde bir çok bitki ekmeye başlamışlardır. Evler ilk olarak kulübe şeklinde yapılmaya başlanmış, zamanla normal bir ev tipi oluşturulmaya başlanmıştır. Cilalı taş devrinden önceki dönemlerde ölüler yaşadıkları alanın altına veya hemen dibine gömülürmüş. Fakat cilalı taş devrinde mezarlıklar yapılmış ve ölüler yerleşim alanlarından uzak yerlere gömülmüşlerdir. Anıt mezarlara ilk örnek olarak bu dönemde Menhir ve Dolmen Lahit mezarlıkları bulunmuştur. Cilalı taş devrinde insanlar topluluk oluşturmaya başlamış ve yaşadıkları alanların etrafını duvarlarla örmüşlerdir. Ticaret ve üretime ilişkilerine baktığımız zaman, birçok alanda üretim yapıldığı ve ekonomik toplum çabaları görülmüştür. Kil ve toprakla yapılan kaplar ateşte pişirilerek kullanılmış ve böylelikle seramik sanatı da gelişmeye başlamıştır. Kıyafetlerini ise bitki liflerinden dokumuşlardır. Günlük giyisilerin dokunmaya başlanması devamında dokumacılık tekniklerinin de gelişmesine önayak olmuştur. Tarım ilk olarak Orta Doğu’daki Hilal Bölgesinde keşfedilmiştir. Ticaret ortaya çıkması ise ilk olarak bir ticaret tekniği olan takas denilen, değiş tokuş usulü ticaret ile yapılmıştır. Sözü geçen dönemler bütün dünyada eşit zaman dilimlerinde başlamamıştır. Daha çok düzenli akarsu ve tarım alanlarına sahip bölgelerde daha çabuk ilerleme kaydedilmiştir. Orta doğu ve Uzak Doğu, cilalı taş devrine geçiş yapan ilk yerleşim alanları olmuşlardır. İlk üretimin Diyarbakır-Çayönü ve Gaziantep-Sakça Gözü’nde yapıldığı; bulunan arkeolojik kalıntılara dayanarak ilk yerleşim yerinin ise Konya-Çatalhöyük olduğu bilinmektedir. NOT Rivayete göre insanlar besinleri ilk olarak çiğ tüketmişlerdir. Bir gün bir kadının ateşin başında çiğ eti yerken, önündeki etin hepsini ateşe düşürmüştür. Bunun üzerine çok üzülen kadın ateşin içindeki etten bir parça almış ve yedikten sonra tadını çok beğenmiştir. Bu olaydan sonra insanlar besinleri ateşte pişirip yemeye başlamışlardır. İlginizi çekebilecek diğer olaylar En Yeniler geri ileri 1. Listedesiniz geri ileri Biyografiler Adile Naşit CV BİYOGRAFİ Marilyn Monroe CV BİYOGRAFİ Vladimir Lenin CV BİYOGRAFİ VII. Kleopatra CV BİYOGRAFİ Sabiha Gökçen CV BİYOGRAFİ Henry Ford CV BİYOGRAFİ Elvis Presley CV BİYOGRAFİ Barış Manço CV BİYOGRAFİ Yılmaz Güney CV BİYOGRAFİ Osho CV BİYOGRAFİ Che Guevara CV BİYOGRAFİ Benjamin Franklin CV BİYOGRAFİ Karl Marx CV BİYOGRAFİ Mimar Sinan CV BİYOGRAFİ Mustafa Kemal Atatürk CV BİYOGRAFİ
Oluşturulma Tarihi Şubat 09, 2022 0346Eski tarihlere baktığımız zaman birçok devir karşımıza çıkmaktadır. Bu devirlerin farklı özellikleri bulunmaktadır. Her devrin içerisinde ortaya çıkan çeşitli gelişmeler görülmektedir. Cilalı taş devride bu devirlerden birisi olarak dikkat çekmektedir. Cilalı taş devri hangi yıllar arasındadır? Maddeler halinde özellikleri nelerdir tüm detayları ile öncesi çağlara baktığımız zaman 5 ana grup ortaya çıkmaktadır. Bu çağlar; Paleolitik Çağ MÖ - MÖ 10000, Mezolitik Çağ MÖ - MÖ 8000, Neolitik Çağ MÖ 8000 - MÖ 5500, Kalkolitik Çağ Taş - Bakır Çağı MÖ 5500 - MÖ 3000 ve Maden Çağları MÖ 3000 - MÖ 1200 olarak bilinmektedir. Cilalı taş devrinin ismi Neolitik çağ olarak bilinmektedir. Yani Neolitik çağ ile Cilalı taş devri aynı devirlerdir. Cilalı taş devrinin başlaması ile insanlar için birçok önemli gelişme ortaya Taş Devri Hangi Yıllar Arasındadır? Cilalı Taş devri Neolitik Çağ MÖ 8000 ile MÖ 5500 yılları arasını kapsamaktadır. Mezolitik çağın bitmesi ile Cilalı taş devri ortaya çıkmıştır. Bu çağın başlaması insanoğlunun gelişmeye başladığını göstermekteydi. Çünkü başlayan her devir biraz daha ilerleme olmasına yardımcı olmuştur. Bu açıdan Cilalı taş devrinin de önemli katkıları olduğu Halinde Özellikleri Nelerdir? Cilalı Taş devrinin en önemli özelliği insanların yavaş yavaş yerleşik hayata geçtiklerinin görülmesidir. Bu nedenle üretici hayat ortaya çıkacaktır. Üretici hayat neticesinde insanlar için önemli kolaylıklar olmaya başlamıştır. Bunun yanında insanoğlu dünyayı daha yakından tanımaya başlayacaktı. Sonuç olarak Cilalı taş devri büyük gelişmelerin yaşanması için önemli bir basamak Küçük köyler kurulmuş ve insanlar yerleşik hayata geçmeye başlamıştır,- Toplumsal alaalanda iş bölümü oluşmaya başlamıştır,- Keçi, koyun, at ve daha birçok hayvan evcil hale getirilmiştir,- Topraktan çanak ve çömlek gibi ürünler yapılmıştır,- Aile birliği klandan kabile usulüne dönmüştür,- Dil kavramı yavaş yavaş ortaya çıkmıştır,- Tümülüs, Menhir ve Dolmen gibi anıt mezarlar yapılmıştır,- Dini inanç olarak Ana Tanrıça Kybele inancı oluşmuştur. Böylelikle inanç sistemi daha çok gelişmeye başlamıştır,- Bitki liflerinden giysi yapılmıştır,- Dokumacılık teknikleri gelişmeye başlamıştır,- İlk yerleşim yeri ise Konya-Çatalhöyük olarak bilinmektedir,- Yerleşim için düzenli akarsu kenarları ve verimli bölgeler seçilmiştir,- Evler öncelikle kulübe şeklinde yapılmış, daha sonra ise normal bir ev görünümüne taş devrinde takas usulü bir ticaret yapılmaya başlanmıştır. İnsanlar ihtiyaç fazlası olan ürünlerini takas yoluyla değiştirmeye başlamışlardır. Bu durum ticaret hayatının başladığını göstermiştir. Bu durum oldukça önemli bir taş devrinde toprak işlenmeye başlamıştı. Bunun sonucunda ise özel mülkiyet hakkı ortaya çıkmıştır. Özel mülkiyet hakkının oluşması bazı sorunların yaşanmasına da neden olmuştur. Çünkü bu durum sınır çatışmaları çıkmasına yol açmıştır. Gelişme olsa da olumsuz unsurlarda ortaya çıkmıştır. Tabi bu çatışmalar çok fazla aşırı şekilde taş devrinde insanların doğaya hükmettikleri görülmüştür. Bu durum yerleşik hayata geçen toplumun gelişmesi için oldukça önemliydi. Köylerin kurulması ve toprağın işlenmesi ile hayat daha kolay bir hale gelmiştir. Özellikle hayvanların evcilleştirilmesi birçok yeniliği beraberinde getirmiştir. Çünkü avcılık hayatı yavaş yavaş ortadan kalkmaya başarmıştır. Bunun yerine daha düzenli bir hayat başlamıştır. Ortaya çıkan gelişmeler ve yapılan yenilikler ile insanoğlu oldukça çok gelişmiştir. Böylece Cilalı taş devri biterek yeni bir çağın ortaya çıkmasına zemin hazırlanmıştır.
taş devrinin son çağı ile ilgili bulmaca